11 Nisan 2008 Cuma

NURİYE NİNE MEKANIN CENNET OLSUN..

Gurbet Yazıları
• 11/4/2008 - NURİYE NİNENİN İLACI
Kategori: faydalibilgiler
http://www.hasanguler.com





Ben hep ondan Nuriye Nine diye bahsederim. Köyümüzün ulu bir şahsiyetidir.
Yüz yaşından fazla yaşadı. Allahu Teala rahmet eylesin. Talebelik yıllarımda büyük teyzemlerde kalıyordum. Nuriye Nine de Teyzemin Kayınvaldesiydi. Her konuda derin bir bilgiye sahipti.
Hiçbirzaman dediğim olsun demez. Sadece doğru bildiğini de söylemekten çekinmezdi.
Bu sene zeytin toplamak için kardeşime yardıma gittik. Kardeşlerimin durumları iyi.
Allahu Teala daha çok versin. Fakat ürettikleri zeytin çok ucuza gidiyor. Daha iyi bir iktidar alternatifi olmadığı için, bir de bundan önceki koolisyon dönemlerinden çok çektiğimiz için
mevcut iktidarı destekliyoruz. Yoksa aldığımız herşey pahalı, ürettiğimiz emeğimiz ucuz.
Zeytin toplayanlara toplama ücreti versen: sen borçlu kalıyorsun..
Burada emekliyiz. Hayli de yaşlandık. Fakat gider baba ocağında kalır. Kardeşlerime emek olarak yardım ederiz diye düşündük. Yaklaşık bir ay hanımım ve ben ağaç tepelerinde efor harcadık.
O günden sonra bu senenin mahsülü ağaçta kalmamış olacaktı. Zeytin merdiveninden aceleyle indim. Yerde büyükçe bir siyah zeytin gözüme ilişti. Aman kimse üzerine basmasın diyerek şöyle bir eğilip alayım dedim. Mümkün değil. Oracığa yığılıp kaldım. Sol ayağım diz kapaktan büküldü.
Ayağıma basamaz oldum. Kardeşim Burhan koluma girdi. Ayağa kalktım. Oradaki büyük bir zeytin ağacının gövdesine oturdum.Akşama az kalmıştı. Yine de kardeşim beni arabasına bindirdi.
Köye geldik.
- Şimdi ben sana eczaneden ilaç alırım. Zeytin yağ ile de sakatlanan ayağına masaj yaparız birşeyin kalmaz dedi. Elbette iyileşecektim. Kardeşimin getirdiği ağrı kesici kas gevşetici ilacı içtim.
Ayağıma ise harici olarak yine kas gevşetici merhem sürdüm.

Hatta ertesi günü baston ile bahçeye kadar topal topal gittim. Aradan bir hafta geçmesine rağmen iyileşme olmuyordu. Şaşırdık kaldık. Kaplıca tedavisi önerdiler. Peki dedik. Kaplıcaya da gittik.
İyileşme oldu. Fakat bir iki gün sonra tekrar hareket edemez oldum. Ortapedi uzmanına gittim.
Film çekildi. Kemiklerde bir şey yok. O da yine ağrı kesici ve merhem verdi. Verdiği ilacı tok karnıma içtiğim halde, midemi harap ettim. Kendisine tekrar gittiğimde beni dahiliye doktoruna havale etti. O doktordan mide tedavisi ile ilgili ilaçlar aldım. Çok şükür mide şikayetimden kurtuldum. Fakat ayağımdaki hastalığa iyi gelecek ilacı tekrar mideme dokunacak diye içemedim.
İşte o zaman gözlerimin önüne NURİYE NİNE geldi. talebelik yıllarımda okul bahçesinde top oynarken yine böyle ters hareket yaptığım için eve kadar topal topal gelmiştim. Hemen bakkal Mahmut Amca dan yumurta aldı. Yumurtanın sarısına bol miktarda tuz karıştırdı. Teyzemden tülbent istedi. Topuklarımdan diz kapağıma kadar sahandaki (tuz ile muhallebi gibi olmuş) yumurtayı sıvadı. O gün ve gecesinde bu bulamaç ayağımda kaldı. Sabahleyin uyandığımda gece alçı gibi duran ayağıma sarılı bezlerin yumuşadığını farkettim. Zaten Nuriye Nine de kapının dışında beni bekliyormuş. Ayağımdaki bezleri usuletle çıkardı.
-Korkma yürü diye seslendi. gerçekten yürüyebildim. Ağrı sızı da kalmamıştı.
Yıllar geçmiş Nuriye Nine hakkın rahmetine kavuşmuştu. Fakat onun ilacını yine deneyecektim.
İki adet yumurtanın sadece sarı kısmını birçanağa boca ettim. içine bol miktarda tuz. bir çorba kaşığı zeytinyağ ilave ettim. bu bulamacı yıllar önce Nuriye Nineden öğrendiğim gibi ayağıma sürdüm. Sabah uyandığımda hiçbirşeyim kalmamıştı. Sen bir meleksin Nuriye Nine yine imdadıma yetiştin. Mekanın cennet olsun.

8 Nisan 2008 Salı

BÜYÜKLERDEN DUYDUĞUM İBRETLİ BİR HİKAYE

..Hayat çok acımasız değil mi.?
..Acımasız olan hayat değil, hayatı yaşayanlar..
..Acımasız olup, acıyı yaşatanlar..
..Neden kimse kimseyi anlamıyor..
..Neden insanlara insan gibi muamele edilmiyor..
..Neden insanın kıymeti bilinmiyor..
..Göçüp gidince ahlanıp vahlanmak boşuna..
..Sokakta bir dede yürüyor..
..Arkasından kızı mı, gelini mi bilinmez..
.."İnşaallah geri gelmezsin, parçaların lime lime olur, kurtuluruz.." diyor..
..Gün olur devran dönmez mi..
..İnsan hep genç kalmıyacak ki..
..Yarın sen ne hâle geliceksin Allah bilir..
..Senin kızın, gelinin, sana öyle davranmaz mı.?
..Gün geçtikçe ve yeni şeyler gördükçe korkum çoğalıyor insanlara dair..
.....
....
...
..
.

..Çocukluğumdan kalma bir hikâye anlatmak isterim bu konuyla ilgili..
...
..Vaktiyle hasta ve yaşlı bir kadın geliniyle yaşarmış..
..Yaşlı nenenin canı et yemek istemiş..
..Gelininden rica etmiş..
.."Güzel kızım et varsa bizlere pişirsen de yesek, canım çekti birden" der..
..Gelini birden kafasına balyoz inmiş gibi irkilir..
..Mutfağa giderken kendi kendine mırıldanır..
.."Demek canın et istiyor ha, sen görürsün eti yaşlı bunak.." der..
..Ve evlerinin yakınındaki gölden toplıyabildiği kadar kurbağa toplar eve gelir..
..Evde et olmasına ramen hemde..
..Akşama yaşlı nenenin yemeği ile beraber tabağına koyar..
..Nene hiç bir şey anlamadan yer, bitirir..
..Gelini ise o yerken suratını buruştura buruştura bakıp içten içe güler..
..
..Ve gün gelir ki..
..Yaşlı nene öleli yıllar olmuştur..
..Nenenin gelininin de bir gelini olur..
..Gelini kendisinin kayınvalidesine yaptığı gibi değil de,
..Bir kız annesine nasıl hürmet ederse öyle hürmet eder severdi..
..Bir gün sabahtan gelinine der ki,
.."Kızım akşama et pişirsende yesek, canım çekti birden.." der..
..Gelini onun için en güzel eti, ayırır pişirir, önüne ikram eder..
..Ama o lezzetli ve seçilerek pişirilmiş taze et kurbağa etine dönüşür birden..
..Gelini kendi tabaklarından getirir boşaltır, bolşaldığı an yine kurbağa eti olur.
..O anda kayınvalidesine yaptığı çirkinliği hatırlamıştır..
..Gelinine der ki:
.."Kızım yeter sen ne kadar getirir önüme koyarsan bu et, böyle değişir..
..Vaktiyle kaınvalideme yaptığım haksızlığın cezasını çekmem gerekiyorsa
çekerim.." der ve açlıktan o eti yer..